26 Şubat 2010 Cuma

MUhammed Bozdağ

Kazanan her zaman çözümün bir parçasıdır,
Kaybeden her zaman problemin bir parçasıdır.
Kazananın her zaman bir programı vardır,
Kaybedenin her zaman bir özürü vardır.
Kazanan "Bu işi senin için yaparım" der,
Kaybeden "Benim işim değil ki" der.
Kazanan her sorunda bir çözüm görür,
Kaybeden her çözümde bir sorun görür.
Kazanan "Uzak ama yolu biliyorum" der,
Kaybeden "Yakın ama yolu bilmiyorum" der.
Kazanan çakılların yanındaki çimeni görür,
Kaybeden çimenin yanındaki çakılları görür.
Kazanan "Zor olabilir ama mümkün" der,
Kaybeden "Mümkün ama çok zor" der.
Kazanan konuşmak yerine yapar,
Kaybeden yapmak yerine konuşur.
Kazanan ağlamak yerine çalışır,
Kaybeden çalışmak yerine ağlar.
Kazanan beynini çalıştırır,
Kaybeden çenesini .....

23 Şubat 2010 Salı

GITTIN- Can Yücel

Gittin...
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...

Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...

Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...

Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.

Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...

Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...

Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...

Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...

Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...

Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...

Yanlış anlaşılmak

Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandiğiniz,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı..

arasinda farklar vardir
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9
ihtimal var.

22 Şubat 2010 Pazartesi

İrlanda Kralı COMAK'tan tavsiyeler...

Ne çok fazla akıllı ol, ne de çok fazla çılgın
Ne kendini çok fazla beğen, ne de çok fazla çekingen ol
Ne çok fazla onurlu ol, ne de çok fazla mütevazi
Ne çok fazla konuş, ne de çok fazla suskun
Ne çok fazla sert ol, ne de çok fazla yumuşak

Eğer çok fazla akıllı olursan, insanlar senden çok fazla şey bekler
Eğer çok fazla çılgın olursan, her zaman aldatılırsın
Eğer çok fazla konuşursan, kimse sana aldırmaz
Eğer çok fazla susarsan kimse seni saymaz
Eğer çok sert olursan, kırılırsın
Eğer çok yumuşak olursan ezilirsin

Hayata Dair Öğütler 1

* Köprüleri atma.Aynı nehri kaç kez daha geçmek istediğne şaşıracaksın.
* Birine seni seviyorum deme fırsatını asla kaçırma.
* Yterli zamanım yok deme. Pasteur, Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Einstein'in da günleri 24 saatti.
* Dikkatini işi büyütmeye değil, daha iyi yapmaya ver.
* Yaptıklarında çok, yapmadıklarından pişman olacaksın.
* Fırsat ara. Güven arama. Limamdaki bir tekne de güvendedir. Ama bir süre sonra altı çürümeye başlar.
* Keşke sözcüğünün yerine, bir dahaki sefere demeyi dene.
* Hem fikir olmadığın şeyi, kavga etmeden söylemeyi öğren.
* Başarılı bir evliliğin altında iki şeyin yattığını unutma. Doğru insanı bulmak, doğru insan olmak.
* Çocuklarla oyun oynadığında bırak onlar kazansın.
* Gülleri koklamaya zaman ayır.
* Yaşlan ama paslanma.
* İnsanları banka hesapları büyüklüğüyle değil, kalpleriin büyüklüğüyle ölç.
* Çocuklarına herşeyin iyisini veremediğin için üzülme, verebileceğinin en iyisini ver.
* Unutma , bir insanın en derin duygusal ihtiyacı, taktir edildiğini hissetmesidir.
* Hastanedeki arkadaşlarını ve akrabalarını ziyarete git.Sebin oarada geçireceğin süre, onlarınkinden daha kısadır.

BAŞARININ ANAHTARI

BİR GAZETECİ, kariyerinin zirvesine çıkmış bir yöneticiyle görüşüyordu. Söyleşinin bir yerinde, gazeteci:
“Başarının sırrı nedir sizce?” diye sordu.
Cevap çok kısaydı:
“İki kelimedir.”
“Peki o iki kelime nedir efendim?”
“Doğru kararlar.”
“Peki, doğru kararlar nasıl alınır?”
“Bir kelimeyle.”
“O nedir peki?”
“Tecrübe.”
“Peki, bu tecrübe nasıl elde edilebilir?”
“İki kelime ile.”
“O iki kelime nedir?”
“Yanlış kararlar.”

Demek ki hiçbirşey anlamadın hayattan...

Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
yarına inanmak için günbatımına,iyi kalpli gözükmek için zayıflığa,ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
demek ki hiçbir şey anlamadın!!! "

SENİ SEVİYORUM...

SENİ SEVİYORUM !
Sadece kim oldugun degil, sen oldugun icin ve seninle
beraberken kim oldugumu, benligimi anladigim icin.

SENİ SEVİYORUM !
Sadece kendine yaptiklarin icin degil,
bana kattigin güzellikler icin.

SENİ SEVİYORUM !
İcimdeki cocugu, sakli kalmis ben'i yeryüzüne
cikardigin ve sana ihtiyacim oldugu her an tüm
duyarliliginla yani basimda oldugun icin.

SENİ SEVİYORUM !
Elini kalbimin üzerinde hissettigim zaman,
üzüntülerimi alip, onlarin yerine simdiye kadar
hic kimsenin basaramadigi o sicakligi, o ictenlik
isigini bana duyurmayi basardigin icin.

SENİ SEVİYORUM !
Hayatimi kutsal bir sevgi tapinagina cevirdigin
ve her günümü yasam senligine, unutulmayan
siirlere dönüstürdügün icin.

SENİ SEVİYORUM !
cünkü, sen, simdiye kadar hic basaramadigim seyleri,
kendimle dost ve barisik olmayi ve hic bir zaman
tadamadigim kadar mutlu olmami sagliyorsun.
ve bütün bunlari yalnizca sözlerinle, dokunusunla
yada isaretle degil, kendin olmakla yapiyorsun.......

Boşver yaşı başı...CAN YÜCEL

Boşver be yaşı başı!
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?....
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna,ondan haber ver?
Koyma bir kenara yüreğini,aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
Gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
Bırak aksın yollarına.
Yağ geç.yık geç,kimse inanmazsa inanmasın.
Sen inan yüreğine,
Hem ona geçmezse kime geçer sözün?
Büyü büyü...
Bak ellerin ayakların kocaman,
Aklında maşallah yerinde,
Ee... ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol yüreğin gelir peşinden,
Boşver yaşı başı,
Aşk var mı aşk,sen ondan haber ver?

Takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü.
Öl gitsin...
Parayı pulu savurup,
Bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır istediğin,
Savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı,
Kim tutar seni kim,
Kendi yüreğinden başka kim?
Aklını alda öyle git,
İster bir duvara,ister bir odaya,ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini,onlarda gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna....
Yaşa be,yaşa da öyle git,gireceksen toprağa...

Yaş 70'e gelse bile,hayat daha bitmemiş,
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
YAŞADIM ULAN DİBİNE KADAR diyemiycek misin?

19 Şubat 2010 Cuma

SCHİLLER

Dostumu severim.Ama düşmanımı da..
Dost gücümü gösterir.Düşman da ödevimi...

Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil yapamadıkların için üzüleceksin...ALDOUS HUXLEY

Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil yapamadıkların için üzüleceksin.
‏Dolayısıyla halatları çöz.
Güvenli limandan uzaklara yelken aç.
Rüzgarı yakala araştır düşle keşfet.
Düşün onları seyredecek birileri olmasaydı kaç kişi Mercedes otomobil alırdı. Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir.
Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur.
Yapabileceğin kadar söz ver.
Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap.
Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.
Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle.
Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır.
Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.
Şans bukelamun gibidir. Biraz zaman tanı mutlaka değişecektir.
"Tarihte en etkili 100 kişi" adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm.
Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan bu belki bütün gün hırladığın içindir.
Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden elindekilerle başla.
Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim.
Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven. Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiçkimse söylemedi ki uçuyor.
Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar sonunda en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.
Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme!
Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir.
Insanin tum evrende kesin olarak duzeltebilecegi tek bir sey vardir:
Kendisi.
Hayatta ya tozu dumana katarsın ya da tozu dumanı yutarsın.

Ne kadar gerçekçi AHMET ALTAN

Aşk, kendisine olduğu kadar kendi derinindekine de bağlar insanı, bir başkasına aşık olduğun sürece kendine de aşık olursun, kendi çıplaklığına da tutkunsundur artık, kendi çıplaklığını da seversin bir başkasını severken.
Sonra çıplak yerinin acıdığını hissedersin, özlemin sarsıntısını, kıskanmanın kavuruculuğunu, tüllerine sarınmışken duyduğun özlemlere ve kıskançlıklara hiç benzemeyen yeni duygular olarak yaşarsın.
Ve aldığın hazzın başka hiç bir hazza benzemediğini keşfedersin.
Aşk çıplak gezer.
Aşka dokunmak için soyunmak, bütün tüllerinin parçalanmasına razı olmak gerekir.
Görmekten en çok korktuğunu, en derinindekini görürsün.
Ve aşık olduğunda, bir başkasını sevdiğin kadar seversin kendini.
Hazla ve acıyla kavrulmayı öğrenirsin.
Ve aşıkken çırılçıplak gezersin.
Yalnızca aşıkken kendini çırılçıplak görürsün, gördüğünden korkup gördüğünü severek.
Bir orospuyken bir azize, bir azizeyken bir orospu olursun ve ancak aşıkken anlarsın arada bir fark olmadığını.

18 Şubat 2010 Perşembe

Ebru'nun kaleminden..

Gunesli gunun ardinda karanlik gece vardir
Gece bir baskadir
Dosttur gece kendine dost
Yanlizlikla pekisir varligi, dusunce ile var olur anlami
Kalemi kagida ceker, insani ruhuna

Baska bir alemdir gece
Kendini onunla yasayanla paylasir
Bazen bir sigara olur, bazen bir ani

Siki bir sirdastir gece
Anlamasini bilene anlatir ihtisamini
Yararlanmasini bilene sunar sonsuz olanaklarini
Vazgecilmezdir gece, onunla ortak olmasini bilene
Bedenini unutup, ruhuna yonelene

Gizemlidir gece anlasilmaz
Onunla olmasini bilen, onu asla paylasmaz

Bencildir gece cogu zaman
Onemsemedigin anda, bosa harcatir zamanini bir anda
Sevgi ile donup baktiginda, bir parcandir artik bundan sonra
Olamazssin onsuz artik bir gece
Kapatirsin hergunu, muttesem gecenin sessizligiyle..........

Ve karsinizda VICTOR HUGO

Dunyada arzu ettigim ve bana hayati sevdiren 2 sey vardir.. Ask ve hurriyet..
Ask ugruna hayatimi veririm
Fakat hurriyet ugruna askimi da feda ederim....
Kristof Colomb'in en begendigim yani' yeni bir dunya kesfetmesi degil' bu dusunce uzerine onu aramaya gitmesidir...ROBERT TOURGOT

BASARI ISTENMEDIGI YERE GELMEZ...ARNOLD PALMER

Yenildiğinizi düşünüyorsanız, yenilmişinizdir.
Cesur olmadığınızı düşünüyorsanız, korkaksınızdır.
Kazanmak istiyor fakat kazanamayacağınızı düşünüyorsanız, kesinlikle kazanamazsınız demektir.
Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir.
Dışarıdaki dünyaya çıktığınızda anlayacaksınız ki başarı, ancak onu istediğiniz takdirde gelecektir.
Her şey insanın kafasında biter.
Alt edildiğinizi düşündüyorsanız, alt edilmişsinizdir.
Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz.
Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız.
Yaşam savaşını kazanan her zaman, en güçlü ya da en hızlı olan değildir.
Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir

En sevdigim....SHAKESPEARE

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

Ve kelimler en cok onun kalemine yakisirdi...Jorge Luis BORGES

Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer,
Oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.
Ve elbette çok daha coşkulu olurdu sevdalarım,
İçine az buçuk da ciddiyet katılmış.
Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer.
Korkmazdım daha çok riske girmekten
Daha çok yolculuğa çıkar,
Gündoğumlarını kaçırmazdım asla;
Hele dağlara tırmanmanın keyfini.
Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğimce.
Doyasıya dondurma yer, boş verirdim kuru nimetlere.
Öyle bir şansım olsa idi eğer,
Dertlerim de yaşamın gerçeğini taşırdı,
Yanlızca düşlerin değil.
İşte hani onlardan,
Her saniyesini verimli geçirenlerden biriydim.
Aynı anlara geri dönebilseydim eğer,
Yanlızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim yeniden.
Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemşiyesi ve
Paraşütsüz yerinden kıpırdamayanlardan biriydim.
Ama yeni baştan başlayabilse idim eğer,
İyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.
İlkbahara yalınayak girer,
Sonbahara dek unuturdum pabuçlarla yürümeyi.
Hiç bilinmeyen yollara dalardım,
Tadını çıkarırdım gün ışığının,
Çocuklarla daha çok oynardım,
Sil baştan yapabilseydim eğer...
Ama heyhat, seksen beşindeyim artık
Ve biliyorum ki...
Ölmekteyim...

Yunan Mitolojisine gore Insanin Yaradilis Hikayesi..

Yunan Mitolojisine gore Tanrilarin Tanrisi Zeus insanı yarattıktan sonra 25 yıl yaşamasını yeterli görüyordu. İnsan ise sızlanarak bunun yetersiz olduğunu söyledi. Zaten yarısının uykuyla geçeceğini, çocukluk dönemini de çıkarınca geriye pek bir şey kalmayacağını söyledi. Uzun ömürde dahil, tüm iyi özellikler diğer yaratılmışlara verilmişti. O an da insanın yanında altı hayvan bulunuyordu. Bunlar; tırtıl, kelebek, tavuskuşu, at, tilki ve maymun. İnsan bu yaratıkları göstererek Zeus’dan onların ömürlerinden kendi ömrüne eklemesini istedi. Zeus ise diğer hayvanlara haksızlık olacağını söyledi. Fakat insanın, hayatının belli dönemlerinde o hayvanlar gibi yaşamasını insana şart koşarak onun ömrünü uzattı. Bundandır ki yeni doğan bir insan önce tırtıl gibi yerde sürünür, emekler bu bebeklik dönemidir. Sonra kelebek gibi neşe içinde koşar bu çocukluktur. Gençliğinde ise; tavus kuşu gibi gururludur. 25-30 yaşlarına doğru ev bark sahibi olunca at gibi hayatın yükünü çeker. Kırkından sonra insan olgunlaşır, tilki gibi kurnaz olur. Elli yaşından itibaren de maymun gibi çirkinleşir.

Herkes ayni seyi dusunuyorsa, hic kimse birsey dusunmuyor demektir..

Yıllar önce bir ayakkabı şirketinin sahibi, pazar araştırması yapmaları için Afrika’ya pazarlamacılar gönderir.
Birinci pazarlamacı, pazar araştırması yaptıktan sonra patronunu aradığında ona şöyle der:
"Burada bizim için hiçbir fırsat yok. Çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor."
Birkaç ay sonra giden ikinci pazarlamacı patronunu arayıp heyecanla şöyle der:
"Afrika’da inanılmaz fırsatlar var. Çünkü burada hiç kimsenin ayakkabısı yok."

CARESIZSENIZ...CARE SIZSINIZ...

Gidene kal demeyeceksin...
Gidene kal demek zavallilara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Donmeyene don demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakisir.

Kimseye hak ettiginden fazla deger verme,
yoksa degersiz olan hep sen olursun...
Düşün....
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?

Herşey sende başlar, sende biter...
Yeter ki yürekli ol, Tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
Hep hatırla: " Çaresizseniz, Çare SİZSİNİZ...."

Kendimde uygulayamasamda her zaman hayata bakisini sevmisimdir...GANDHI ve HAYATA KARSI PASIF DIRENISI

Keep your thoughts positive because your thoughts become your words.
Keep your words positive because your words become your behaviors.
Keep your behaviors positive because your behaviors become your habits.
Keep your habits positive because your habits become your values.
Keep your values positive because your values become your destiny.


Düşünceleriniz pozitif olsun, düşünceleriniz ileride kelimeleriniz olur.
Kelimeleriniz pozitif olsun,kelimeleriniz ileride davranışlarınız olur.
Davranışlarınız pozitif olsun,davranışlarınız ileride alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun,alışkanlıklarınız ileride değerleriniz olur.
Değerleriniz pozitif olsun,değerleriniz kaderiniz olur.

Zeki adamlarin surtusmeleri bile farkli olur...

"Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş.

Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:

- ""Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.""

Churchill, hemen cevap göndermiş:

- ""Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. ikinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa

HAYAT DIYE BIRSEY VAR - AHMET ALTAN

Nedir? Ne oluyor? Unuttunuz mu yoksa yaşadığınızı!
Günler, kızgın küller gibi bütün duygularınızı kavurup öldürerek mi geçiyor üzerinizden!
Arzuyla dudağınızı ısırdığınız olmuyor mu hiç?
Bir müzik sesiyle şöyle bir doğrulduğunuz..
Aniden bir yaz yağmuru gibi boşanıveren sebepsiz sevinçlere inanmıyor musunuz?
Bir ağaç gölgesinde bir an durmak; bir akşamüstü denize baktığınızda, bu sonsuz suların kıpırtısına şaşmak yok mu artık?
Elele tutuşmak,Bir avucun bir başka avuca dokunmasının yarattığı ürperti de hayal hanesinde kendine bir yer bulmuyor mu?
Bitti mi bu macera?
Çekildiniz mi hayattan!
Hayatın sizin bulunmadığınız yerlerde yaşandığına mı inanıyorsunuz???
Daha bitmeden bitirdiniz mi herşeyi!!!!!
Yorgun ruhunuz yeni coşkular için hazır hissetmiyor mu kendini?Delirdiniz mi siz??????
Şu köşebaşında karşınıza ne çıkacağını ne biliyorsunuz?
Biliyorum...Genellikle köşe başlarından açlık, acı ve ölüm çıkıyor karşınıza....
Ama kimbilir? Belki eski bir dosta, belki güzel bir kadına, belki okunmuş kitaplar satan bir sahafa da rastlayabilirsiniz...
Bir piyano sesi duyabilirsiniz...Ya da bir rumeli türküsü açık bir pencereden...
Bir söğüt ağacı görebilirsiniz; çocukken kabuğundan düdük yaptığınız...
Dans adımlarıyla yürüyen bir çift bacak geçiverir önünüzden.
Bir oğlan bir ıslık çalabilir, hatta siz bile çalabilirsiniz...
Ne sevinci ? Ne hayatı ? Ne eğlencesi ?Para yok ki ! diyorsanız eğer; emin olun paranız olduğunda da eğlenemezsiniz....
Para eğlenmeyi çeşitlendirir sadece.Ama eğlenceyi yaratamaz...
Öpüşmek parayla değil! Şarkı mırıldanmak parayla degil...Acaba o şimdi ne yapıyor diye düşünmek parayla değil! TV'de iyi bir film seyretmek parayla değil!
Sizin için demlenmiş bir bardak çayı, bu benim için yapıldı diye; neredeyse gururla alıp, bardağı ince belinden sıkıca kavrayıp içmek parayla değil!
Bir tabak semizotunu sevinçle paylaşabilirsiniz! Ve hiç bir pahalı lokantada bulamayacağınız bir tat alırsınız. Eğer bir tabak yemeği paylaştığınız, paylaşmak istediğiniz insansa!!!
Hayat diye bir şey var!!!!!
Yalnızca sizin müziklerinizin çaldığı bir bahçe var...Sokmayın oraya öyle herkesi!..Çiçeklerinizi başkalarının çapalamasını beklemeyin!Şarkılarınızı başkalarına söyletmeyin!
Anladık; ahmaklıklar oluyor,Aptalca kararlar veriliyor...Hepinizin hayatından birşeyler çalınıyor,Hayallerinizi teker teker buduyorlar...Ümitlerinizi öldürüyorlar, caresiz bırakıyorlar sizi...
Yenildiniz belki de...Yenilginin ağır yaralarını taşıyorsunuz ruhunuzda...Ama gene de bir hayatınız var sizin!
Sadece size ait bir bahçeniz..Durup soluklanacağınız,yaralarınızı yıkayacağınız, ciçeklerini seyredebileceğiniz bir bahçe...
Soğukta bir bira içebilirsiniz!
Bir ağacın gölgesinde durabilirsiniz! Bir an sabaha karşı uyanıp; her ay yeniden doğan hilal'e bir bakabilirsiniz...
Çok sevdiğiniz bir kitabı bir daha karıştırabilirsiniz...
Aşık olabilir ya da aşık olmayı düşünebilirsiniz...Sevdiklerinizi özleyebilir ve bir gün yeniden kavuşabileceğinizi hayal edebilirsiniz...
Geceleri ağaçların daha değişik koktuğunu farkedebilirsiniz...
Yeni bir salata icad edebilirsiniz.
Sevgilinizi çırıl çıplak soyup,evde öyle dolaştırabilirsiniz.
Saçlarınızı her zamankinden daha değişik kestirebilir,
Evinize bir gün de, başka bir yoldan gidebilirsiniz...
Alışkanlıklarınızı değiştirmek için kendinize karşı müthiş bir savaş açabilirsiniz...
Hayat diye birşey var!
Her zaman, size keşfedilecek geniş alanlar bırakan.
Ne kadar yaşarsanız yaşayın, daima bilmediğiniz, kuytularına sokulamadığınız bir hayat!!!
Sadece size ait bir hayat!
Biliyorum dertler çok...Ahmaklıklar yapılıyor.Sıkıntılar bitmiyor...Günler birbiri ardına buruşup eskiyor...
Yorgunsunuz...Belki yeniksiniz...Teslim mi olacaksınız peki???
Hayal kurmayacakmısınız?
Çılgınca sevişmeyecekmisiniz?
Bir daha öpüşmeyecekmisiniz?
Ağaçlara bakmayacakmısınız?
Denizlere şaşmayacakmısınız?
Ani ve sebepsiz sevinçlere inanmayacakmısınız?
Bir tabak semizotunun tahmin edemiyeceğiniz kadar lezzetli olabileceğini hiç düşünmeyecekmisiniz?
Sizin için demlenmiş bir bardak çayı, bardağı belinden kavrayıp içmeyecekmisiniz ??
Delirdiniz mi siz?????????
HAYAT DİYE BİR ŞEY VAR!! EVET ORDA !!!!! ELİNİZİN HEMEN YANINDA DURUYOR

EGER - RUDYARD KIPLING

  • Bütün etrafındakiler panik içine düştüğü...Ve bunun sebebini senden bildikleri zaman, Eğer başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen,
  • Eğer sana kimse güvenmezken, sen kendine güvenir ...Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen,
  • Eğer beklemesinin bilir ve beklemekten de yorulmazsan, Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
  • Ya da senden nefret edilirde sen kendini nefrete kaptırmazsan,
  • Bütün bunlarla beraber ne çok iyi, ne de çok akıllı görünmezsen,
  • Eğer hayal edebilir de hayallerinin esiri olmazsan, Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,
  • Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır ve her ikisini de aynı şekilde karşılayabilirsen,
  • Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından,ahmaklara tuzak kurmak amacıyla eğilip bükülmesine katlanabilirsen;
  • Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür ve eğrilmiş yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen,
  • Herşeyi kaybedip yeniden başlayabilir ve kaybın hakkında bir kelimecik olsun bir şey söylemezsen ;
  • Eğer kalp, sinir ve kaslarını eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen,
  • Ve kendinde dayan diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman ...Dayanabilirsen
  • Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, Ya da krallarla gezip , halka ait hasretini kaybetmezsen,
  • Eğer ne düşmanların, nede sevgili dostların seni incitemezse,
  • Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen,
  • Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,altmış saniyede koşarak doldurabilirsen,
  • YERYUZU VE TUM USTUNDEKILER SENIN OLUR... VE DAHASI SEN BIR INSAN OLURSUN OGLUM.....