Okuduğum şeylerin altını çizmek yetmiyor.

O sihirli cümleler, benzetmeler, kitapların içinde kalıyor, kaybolup gidiyor.

Oysa çıkarıp alasım geliyor onları.

Benim olsunlar istiyorum.

Gözümün önünde dursunlar....................

Bu Blogda Ara

28 Ekim 2010 Perşembe

AHMET ALTAN...

Tanrı, kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti, kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar.

Tam Zamanında Yaşamak- CAN YÜCEL

Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.....

18 Ekim 2010 Pazartesi

Bilgelik istedim! Tanrı bana çözmek için sorunlar verdi.

Zenginlik istedim! Tanrı, çalışmak için bana beyin ve güçlü kaslar verdi.

Cesaret istedim! Tanrı, üstesinden gelmem için bana tehlike verdi.

Sevgi istedim! Tanrı, yardım etmem için bana sorunlu insanlar verdi.

İyilik istedim! Tanrı bana fırsatlar verdi.

İstediğim hiçbir şeyi elde etmedim, ihtiyacım olan her şeyi elde ettim.

İstersem mutlu olacağımı öğrendim....

Hayatımda ilk önce sevmeyi öğrendim, çünkü sevdikçe kendimi
hissettiğimi gördüm.

Affetmenin ne olduğunu anladım ve affetmenin aslında yeni insanlar kazandırdığını gördüm.

Bir gün geçmişime baktığımda pişmanlıklarımdan üzülmediğimi gördüm, bunları ben yaşadım çünkü.

Birisini hatırlamanın aslında ufak bir telefon görüşmesi kadar basit olduğunu biliyorum artık.

Trafik ışıklarından geçerken omzumun üstünden şöyle bir baktığımı şehri terk etmeden yakaladım.

Aslında bana değer veren insanların çok yakınımda olduğunu fakat gözlerimin hep uzaklarda olduğunu anladım.

Birisini kırdıktan sonra özür dilemenin aslında beni ben yaptığını
anladım.

Sen benim için önemlisin cümlesinin verilebilecek en büyük hediye olduğunu buldum.

Bir yerden sonra kelimelerin mana ifade etmediğini biliyorum.

Sahilde yürür ve düşünürken birinin de beni düşündüğü duygusu beni sevindiriyor.

Mutlu olmanın aslında bir kedinin güzel bir anını yakalamak kadar basit olduğunu anladım.

Kaçırdığım fırsatların aslında bana yeni fırsatlar yarattığını gördüm.

Yıldızların benim için parladığını göremeyen gözlerim, gün geldi
hayatımdan kayan yıldızların gömüldüğü maziyi unutması gerektiğini anladım.

Gözlerin kelimelerden daha önemli olduğunu,ve yalan söylemediklerini biliyorum.

Hayatımda yanımda görmek istediklerimi yanımda göreceğim çünkü onlarında bana değer verdiğini biliyorum.

Telefonun 160 karakterine üzüntünün mutluluğun ve yıkıntının sığdığını gördüm.

Yaşamın yaşamaya değer olduğunu ve istersem mutlu olacağımı öğrendim.