Okuduğum şeylerin altını çizmek yetmiyor.

O sihirli cümleler, benzetmeler, kitapların içinde kalıyor, kaybolup gidiyor.

Oysa çıkarıp alasım geliyor onları.

Benim olsunlar istiyorum.

Gözümün önünde dursunlar....................

Bu Blogda Ara

26 Eylül 2010 Pazar

Ebrunun kalelimden.....SORULAR....

Farklilar mi zordur hayatta?

Yoksa zorluklar midir farkliyi yaratan???

Dusunceler mi dardir??

Yoksa darliklara mi sigmaz dusunceler???

Aykirilar mi siyrilir hayatta??

Yoksa hayata mi yenilir aykirilar???

Anlam mi onemlidir??

Yoksa onemli olanlardan mi cikar anlar???

Hissedilen mi gercektir???

Yiksa gercekler mi yaratir hisleri???

Bilinmeyen mi yonlendirir yasami???

Yoksa yasam mi uretir bilinmeyenleri??

Hic anlamadin mi bunlari???

Hic dusunmedin mi olanlari???

Yoksa hic yasanmamiscasina...

Kendinle hesaplasmadin mi????

Ebrunun Kaleminden-Pour toi

Cocukca bir hataymis seni sevmek
Karsiliksiz birseyler beklemek
Hatami anladimda ne oldu??
Seni andim da dun gece
Gozlerim yasla doldu....

21 Eylül 2010 Salı

Arif Nihat Asya

Zannetme çocuk her istediğin olur
Yanlız bir arının, bir teki bey olur.

Voltaire bir şeyleri doğru yapmış olmalıydı ki......

Fransız düşünürü Voltaire (1694-1778), neredeyse bütün hayatı boyunca ya hastaydı ya hastalık hastası.
41 yaşında bir arkadaşına yazdığı mektupta "gene" hastalandığından şikâyet etti ve "Birkaç yıllık ömrüm kaldı" dedi.

Voltaire, bu mektubu bitirdikten 43 yıl sonra öldü.

Her Allah'ın günü bir şeyin kanser yaptığı veya kansere iyi geldiğinin açıklandığı bir dünyada yaşıyoruz.
Sıska, sıkı ve sağlıklı yaşamak neredeyse din haline geldi.
Voltaire, kolesterol, trigliserit, AIDS ve kuş gribinin bilinmediği çağların adamıdır.
Bir şeyleri doğru yapmış olmalıydı ki, insanların genellikle kırkına gelmeden öldüğü on sekizinci yüzyılda, 84 yaşına kadar yaşadı ve bir daha kalkmamak üzere yatağa düşünceye kadar aktif bir hayat sürdü.

Voltaire'in uzun ömrünün sırrı ne olabilir?

Uzun yıllar düşünür için sekreter ve uşak karışımı bir şey olan Sebastien Longcahmps, Voltaire'in hep
"İnsanın sağlığı tamamen kendi ellerindedir" dediğini yazdı.
"Bunun üç temel ayağı var derdi: ayıklık, her şeyde ölçülü olmak ve hafif egzersiz yapmak. Kaza dışında, insanın başına gelen bütün hastalıklarda bizi sağlıklı halimize iade etmeye uğraşan doğaya yardımcı olmak yeter.
İnsan aşağı yukarı her zaman diyetinde sıkı olmalı, uygun ve sürekli sıvı almalı ve hep basit şeyler yemelidir.
Yanında bulunduğum süre içinde onu hep bunları yapar gördüm."

Bunlar büyük bir sır değil aslında. Her şeyde ölçülü olmak aklı başında her insanın uyguladığı bir prensiptir.
Bence Voltaire'in uzun ömrünün sırrı vücudunda değil kişiliğindedir.
Voltaire uzun yaşadı, çünkü mutluydu.
Öğrenmeye meraklıydı ve müthiş zengin olmasına rağmen, bir dakikasını boşa harcamadı.

Ölmeye vakti yoktu.
Binlerce mektup, yüzlerce sahne oyunu, kitap, makale yazdı.
Saray yavrusu evinde her zaman misafir vardı.
"Ben Avrupa'nın hancıbaşısıyım" dedirtecek kadar.
Adaletsizliğe hiç tahammülü yoktu.
İlkel Fransız yargısının hışmına uğramış insanları kurtarmak için, tek başına, tarihe geçmiş kampanyalar yürüttü.
İnsanların hakları olmayan bir dönemde insan hakları için mücadele etti.

Kiliseyle ve bağnaz rahiplerle yaşam boyu dalga geçti.
Ölüm döşeğinde papazlar onu pişmanlık getirmeye, şeytanı lanetlemeye davet ettiklerinde
"Şimdi yeni bir düşman kazanmanın zamanı değil" dedi.

Voltaire'in en büyük özelliği yaşamdan zevk almasıydı.
"O kadar mutluyum ki utanıyorum" diye itiraf etti bir arkadaşına.
"Ben neredeysem dünya cenneti oradadır" dedi.

Son bir şey daha var, onu unutmayayım.
Hiç evlenmedi.......